Cumartesi, Aralık 05, 2009

Zorlu Cranfield Haftası

Arkadaş nassı bi haftaydı, neyse ki bitti ama ben de bittim.. yarın londra semalarına atmam lazım kendimi yoksa köy hayatı fln yalan durum içler acısı :)Öncelikle şunu belirteyim, ilk dönem bitti gibi bişi, ama son hafta gerçekten çok acılı oldu. son 3 gün içindeki 8 saatlik ders programı gerçekten yıpratıcı nitelikte. O neymiş ya günde sekkiz saat ders olur mu, hadi oldu diyelim arka arkaya 3 gün olur mu, hadi arka arkaya da 3 gün oldu diyelim bu kadar acaip seviyelerde olur mu... Keywordler nedir bilmiyorum ama cranfield'a gelecek olanların dikkatine, 4 saatten fazla ders gördüğünüz haftalarda kaçmaya bakın, yoksa error, mavi ekran, bu tarz şeyler kaçınılmaz...

Perşembe, Kasım 26, 2009

Nefret Edilenler Vol. 005

Arkadaş ben şunu anladım, gece saat 1'den sonra bu windows iflas ediyor, böle sümük gibi bişi oluyo. Gündüzleyin çatır çatır çalışan, arada saçmalasa da en azından hız konusunda sıkıntı yaratmayan windows 7, gece kurtadam oluyor yeminlen. Niye hala ısrarla kullanıyorum peki?? Şu sebepten, mac osx dahili mikrofonu tanımadıı için skype görüşmeleri yapamıyorum, skype için koca bilgisayarı (12'' laptop) yeniden başlatmak zor geliyo. Harici mikrofon siparişi verdim galiba. Amazon.co.uk'den, free shipping ilen, oh mis...

Götten Uydurma Yemek Tarifleri Vol.005

Gotumuzden uydurduyduk bunu da ama acaip tuttuğum bir çeşit oldu. Aslında bir kahvaltı öğesi, ufak bi atıştırmalık. Evet, mantarlı cheddarlı sandviçten bahsediyorum :) Sürekli peynir türleri ve roasted chicken ile yapılan sandviçlerden gına gelir, yeni lezzetler aranmaktadır. İşte tam bu noktada dahil olduğu her gıdaya ayrı bir tat katan mantar imdada yetişir. İnce ince dilimlenip kenarları alınmış sandviç ekmeği içinde cheddar peyniri ile yerini alır, sandviç makinesinde bi güzel pişirilir, afiyetle yenir, yanına çayla fln hoş bi ikili oluşturur.

Pazartesi, Kasım 23, 2009

Ünlüleri Yakından Tanıyalım Vol. 001


Yeni bir yazı dizisine başlamaya karar verdim, esasında çokça meşhur olmuş fakat halkımızca fazla bilinmeyen ünlülerin hayatları hakkında detaylara yer vermek istiyorum bu bölümde. Her hafta farklı bir ünlü isim tanıtmaya çalışacağım elimden geldiğince.

Bu haftanın ünlü ismi "Yalan Sayalan". Birçoğunuz kendisini tanımaz ama Türk Sanat Müziğinin eşsiz isimlerindendir kendisi. Boşnak kökenli sanatçı gazinoların popüler olduğu yıllarda zirve yapmış, uğruna gazinolar kapatılmış, plakları yok satmıştır. Hatta bir dönem Eurovizyon'da Türkiye'yi temsil etmesi bile gündeme gelmiştir. Popüler müziğe olan talebin artması, gazino kültürünün yerini çıstak çıstak pop müziğe bırakması sonucu sanatçı hayata küsmüş, kendisini Yeniköy'deki yalısına kilitlemiş, burada sanatsal aktivitelerine devam etmiştir. Zamanında büyük bir servet sahibi olan sanatçı müzik dünyasında bu gelişmelere tepkisini belirtmek için piyasada ne kadar plağı, kaseti, korsan cd'si varsa toplatıp evvela üzerinden dozer geçirmek suretiyle ateşe vermiştir. Bu yüzdendir ki kendsini bugün tanıyan insanların sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Sanatçı 2001 yılının Ocak ayında hayata gözlerini yummuştur. Kendisine hakettiği değeri veremedik ama umarım bundan sonrası için bu bize bir ders, kulağımıza küpe olur, TSM dünya müzik piyasasında hakettiği yerlere kavuşur.

Salı, Kasım 17, 2009

Debbie&Her Notes

Mutfağımız var, çok şahane. 4 fırınımız var, 2si turbo (BOV fln :P), 8 ocak, 2 buzdolabı, 2 lavabo, 1 mikrodalga, 1 ekmek kızartma makinesi, vs... Şimdiii; tüm ekipman çok iyi, lakin bazı problemler var, şöyle ki: Aspiratörler otomatik devreye giriyo, ocağı ya da fırını açtıınızda, ya da EKMEK KIZARTMA MAKİNESİ'ni açtığınızda!!!! Oha arkadaş, ekmek kızartçaz bi ne aspiratörü!!! Çalışmaya başladı mı da 15dk susmuyo meret. Bir diğer olay da yazımızın başlığında ismi geçen çok sevdiğimiz kat sorumlumuz Debbie. Kendisi 30-35 yaşlarında bir bayan, mutfağımızın ve koridorumuzun temizlik ve hijyen işlerinden sorumlu. Sağolsun her çarşamba geliyo, pırıl pırıl oluyo ortalık sayesinde. Yalnız kendisinden bir ricam var, sevgili Debbie, nolursun mikrodalganın şalterini indirme bak mutfakta saatimiz yok senin yüzünden hep yeniden ayarlamak zorunda kalıyoruz, ille not mu bırakalım yani senin gibi. Debbie'nin en ilginç özelliği ise bizlerle olan iletişimini A4 kağıda yazılmış notlar ile sağlaması, hatta kağıt havlu bile kullandığı oluyo bazen bu notlar için. Çarşamba temizlikten sonra mutfağa girdiğimde gözlerim ilk Debbie'nin notlarını arıyor, çok merak ediyorum acaba bugün ne yazmış, ne yapmışız da fırça yemişiz diye :) Seni seviyoruz Debbie.

Pazar, Kasım 15, 2009

Cuma&Ertesi

Geldiğimden beri sanırım en hızlı haftasonuydu, haftasonunun henüz sona ermemiş olması yeni aktivitelerin de önünü açıyor. Neyse biz şu ana kadar olanlarla başlayalım. Az yağışlı, sessiz sakin, sıradan bir Cranfield gecesiydi. Ertesi gün Stonehenge ve Bath'a gidilecek olmasının verdiği hazırlanma endişesiyle odada "Bugün erken yatarım hacı, yarın sabahtan yola çıkçaz, uyurum bi güzel, mis. Zaten geçen haftaiçi de insan gibi uyuyamadık" stratejisini benimseyip, pijamasını giymiş, youtube'da ne kadar saçma video varsa izlemektedir. Birden skype'tan gelen bir mesaj ile irkilir:
S: "Hocam victorların parti vardı, gitsek miydi acaba, pek gidesim yok ama gidelim dersen uyarım"
E: "Abi yarına şimdi erken kalkçaz fln, benim de gidesim yok açıkçası, zor geliyo odadan çıkmak"
S: "Ok abi o zaman gitmeyek"
Bir anda kafada bir şimşek çakar, şimdiden odada leş gibi yaşanıyorsa ileride durum nolacaktır? Gençliğin tadı ne zaman çıkacaktır? Emekli gibi evde pineklemek caiz midir? Tüm bu soruların ışığında:
E: "Abi kalk gidelim ya emekli gibi odada mı oturcaz, bakarız bi sarmazsa döneriz"
S: "Ok abi giyiniom o zaman"
Bu gazla odalarını terk eden eküri partiye dahil olur, saat 23:30 civarıdır, parti 21:30'da başlamıştır, bitmek üzeredir. Aynı yurttaki başka bir parti daha ziyaret edilir, tanıdık insanlar yoktur lakin tanışılır. Yurt partisindeki ortam sarmayıp CSA'e gidilir, burası da saat 2'de kapanmaktadır. Hız alınamaz, ortam bizim flatin mutfağına taşınır. Fosters, Baileys, Smirnoff ve Innocent (bilmeyenler için, innocent %100 doğal bir ÇOCUK içeceği, vodkayla harikalar yaratıyo ama :)) eşliğinde, güzel muhabbet, güzel içkiler ile 5:30'a kadar devam eder. Kafa iyicene güzel olur, odalara çekilinir ama kapılar kilitli tutulmaz, sabah birimiz uyanmazsa diğeri dalsın odaya uyandırsın mantığıyla. Sabah 6:30 hedef saattir uyanmak için çünkü 7'de yola çıkılacaktır. Uyanılır da, ama saat 7:05'te :D Bora sağolsun Serden'i aramış, o da uyandırdı beni, jet hızıyla hazırlanıp koşarak ulaştıımız otobüste gecenin de verdiği mahmurluk ilen bi güzel uyanur. Stonehenge'e varınca leş bi hava vardır, leşlikle kalmaz daha da leş olur, rüzgar çıkar, rağmur başlar. Rüzgar ve yağmur olayı daha da eğlenceli yapmıştır ama. Yakalanan ilginç karelerden sonra rota Bath'a çevrilir, yine uyunur, arada uyanılır sohbet edilir, uyunur. Bath'e varınca ne yapacağını bilemez bünye, önce bi yemek yenir. Finansal sıkıntı vardır, swift beklenmektedir. Debit card sağolsun hayata tutunacak kadar destek sağlanır. Yemek yenir, şehir gezilir, bus tour yapılır, akşam bi bara takılınır, içkiler tüketilir, otobüse binilir, kampüse dönülür, uyunur, uyanılır... Aslında geniş zamanla anlatılan hikayelerden nefret edilir, saçmadır...

Götten Uydurma Yemek Tarifleri Vol.004

Cranfield Usulü Menemen. Malzemeler: 7-8 adet yumurta, 2 mantar, 2 domates, 3 adet renkli renkli biberlerin 4te1i (biberleri 4e böl, her renkten olsun die), bir tutam mild cheddar, 1 tutam red leicester, karabiber, tuz. Yapılışı: Öncelikle çok yoğun 2 gün geçiren, hatta yoğun bir hafta geçiren, güzel bir kahvaltıya aç bir bünye vardır. Pazar sabahı bu tarz bir kahvaltı için çok uygundur. Tavamıza az bişi tereyağı verip ince uzun doğradığımız biberlerimizi dayıyoruz. Akabinde, biberlerin az kıvama gelmesiyle beraber mantar ve domatesleri de tavamıza sallayıp üzerine elde ne kadar yumurta varsa dayıyoruz. Peynir çeşitleriyle de zenginleştirdiğimiz menemenimizi çok kurutmadan karıştırmak suretiyle bir süre pişiriyoruz. Tuz ve karabiberi de ekledikten sonra tabaklara servis yapmadan, tavayı masamızda stratejik bir noktada konuşlandırarak dolapta bekletip şaftını kaydırdığımız ekmekleri sandviç makinesinde ısıtmak suretile bir kombo yaratıp bu şekilde dalıyoruz. Yanına çay olur, kahve olur, meyve suyu olur, süt olur artık orası sizin tercihlerinize kalmış, afiyet olsun efenim.

Cuma, Kasım 13, 2009

Götten Uydurma Yemek Tarifleri Vol.003

Yemeğimiz Penne Stansteddi (uçak biletim masanın üzerinde duruyodu; Sabiha Gökçen - Stansted). Malzemeler: Adı üstünde lan, penne alacan işte, yeni zeytinyağ, tuz, karabiber, acı sos (tobasco felan), soğan, sarımsak, domatiz, kekik. Yapılışı: Makarnamızı haşlak suda güzelcene haşlıyoruz, bir yandan da küp küp doğradığımız soğanları ve ince ince dilimledimiz sarımsağı az zeytinyağlı tavamızda şettiriyoruz. Bu eküri pembeleşince, evvelden kabuğunu soyup küp küp doğradıımız domatizleri de tavaya sallıyoruz. Üzerine karabiber, acı sos, ve kekik de atıp domatesler iyice yumuşayıp kaşıkla ezilebilecek kıvama gelene kadar pişiriyoruz. Bu kıvama gelince kaşıkla eziyoruz domatesleri, püre gibi bişi yapıyoruz. Sonra haşladıımız makarnamızı tencereden bi kaşık yardımıyla çıkarıp hemen yanındaki tavaya sallıyoruz. 1-2 dakika tavada sos ve makarnayı çevirip iyice bir entegrasyon sağlıyoruz bu iki element arasında. Baktık ki domatesli sosumuz makarnanın her yerine eşit olarak dağılmış, hemen bir tabağa alıp servis ediyoruz, bu da böle bi yemek.

Götten Uydurma Yemek Tarifleri Vol.002

İkinci tarifimiz ise et yemeklerinin yanında harika bir lezzet olan Group Structured Mushrooms (MSc Strategic Marketing, Assignment Deadlines, 2009-2010). Malzemeler: Pazarda görüp renklerine vurulduğumuz bu kırmızı, sarı, yeşil renklerdeki devasa biberlerden alıyoruz, bi de mantar yeterli, he az bişi de zeytinyağ tabi. Yapılışı: Tavamıza az bişi zeytinyağdan koyduktan sonra ısınmasını bekliyoruz, baktik ki ısındı, hemen ince uzun dilimlediimiz biberleri itekliyoruz. Tavsiyem biberleri önce bi ortadan bölmeniz, tohumlarını temizleyip içini ykadıktan sonra enlemesine ince ince doğrarsınız. Biberler böle hafiften kıvama gelince (anlıcaksınız o anı, bi denemeniz yeterli) böle çok ince doğramadıımız mantarları (3e ya da 4e bölün yeter, bokunu çıkartmayın) da tavaya atıyoruz. Mantarlar böle bi renk atıp yumuşayınca yemeğimiz oldu demektir, afiyet bal şeker olsun.

Götten Uydurma Yemek Tarifleri Vol.001

Eveeet, buraya ayak bastığımızdan bu yana fotosentezle beslenmiyoruz tabi ki. Napıyoruz?? Kendimiz pişiriyoruuz. (S. Aydemir, 2000) Tabi ki elime yemek kitabı alıp ordaki tarife göre malzeme alıp, bi tutam ondan, 2 yemek kaşığı şundan koyup yemek yapacak halim yok. Bodoslama artık dolapta ne varsa götümüzden uydurup bi yemek yapıyoruz. Şimdi bu isimlere bi de entel dantel isimler bulmak lazım ki millet bi bok sansın, o an gözümün önünde ne varsa kaktırcam isim olarak, kusura bakmayın.
İlk tarfimiz: Foster's Chicken (evet, bira tüketiyoruz). Malzemeler: Soğan, Zeytinyağı, Mısır, Mantar, Tavuk, Hazır Tavuk Baharatı (markayı hatırlamıom walla kırmızı bi karışım, arayın bulun kardeşim herşeyi devletten beklemeyin), Karabiber, Tuz. Yapılışı: Öncelikle bakıyoruz ki tükenen malzemelerle beraber çok da fazla alternatifimiz kalmamış, değişik tatlar, yeni lezzetler peşindeki maceracı bünye elde ne varsak değerlendirmek ister. Öncelikle tavamızı ocağa koyuyoruz, az zeytinyağı ilen beraber önceden dolabın derinliklerinden bulduğumuz yarım soğanı doğrayıp tavamıza atıyoruz. Pembeleşene kadar (bu terimi ilk çıkaran renk körü olmalı muhtemelen) kavurduktan sonra önceden dilimlediğimiz mantarları ve böle uzun ince dilimlediimiz tavukları tavaya dahil ediyoruz üzerine tavuk baharatından ve ayrıca karabiber serpiyoruz. Böle karıştıra karıştıra çevirttiriyoruz, ortama renk gelsin, çoşku gelsin, sinerji oluşsun diye az da konserve mısırdan katıyoruz, ohh mis. Tavukları nasıl sevdiğinize bağlı olarak (az pişmiş - çok pişmiş) tavayı ocaktan alıp bir tabağa boşaltıyoruz. Afiyet olsun.